NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
هِشَامُ بْنُ
عَمَّارٍ
وَيَحْيَى
بْنُ
الْفَضْلِ
وَسُلَيْمَانُ
بْنُ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
قَالُوا
حَدَّثَنَا
حَاتِمُ بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
يَعْقُوبُ
بْنُ
مُجَاهِدٍ أَبُو
حَزْرَةَ
عَنْ
عُبَادَةَ
بْنِ الْوَلِيدِ
بْنِ
عُبَادَةَ
بْنِ
الصَّامِتِ
عَنْ جَابِرِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ
قَالَ قَالَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَا تَدْعُوا
عَلَى
أَنْفُسِكُمْ
وَلَا
تَدْعُوا
عَلَى
أَوْلَادِكُمْ
وَلَا
تَدْعُوا عَلَى
خَدَمِكُمْ
وَلَا
تَدْعُوا
عَلَى أَمْوَالِكُمْ
لَا
تُوَافِقُوا
مِنْ اللَّهِ
تَبَارَكَ
وَتَعَالَى
سَاعَةَ
نَيْلٍ فِيهَا
عَطَاءٌ
فَيَسْتَجِيبَ
لَكُمْ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
هَذَا
الْحَدِيثُ
مُتَّصِلٌ
عُبَادَةُ
بْنُ
الْوَلِيدِ
بْنِ عُبَادَةَ
لَقِيَ
جَابِراً
Câbir b. Abdillah
(r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Kendinize,
çocuklarınıza, hizmetçilerinize ve mallarınıza beddua etmeyiniz. Olur ki,
Allah'tan istenilenlerin ihsan edildiği bir zamana rastlarsınız da Allah
dilediğinizi kabul ediverir."
Müslim, zühd
Ebu Davud dedi ki:"Bu
hadisin senedi muttasıldır. Çünkü Ubâdeb. Velîd b. Ubâde Câbir (r.a.) ile
görüşmüştür."
İzah:
Hadis-i şerif özellikle
sabırsız, aceleci insanların, bilhassa kadınların
yapageldikleri bir hatanın caiz olmadığına işaret etmektedir. O hata metinde
görüldüğü gibi insanın kendi nefsine, çocuklarına, emrinde çalışan
hizmetçilerine ve mallarına beddua etmesidir. Peygamber (s.a.v.) insanları
bundan men'ederken sebebini de, bedduanın Allah katında duaların kabul
edildiği, müstecab bir vakte rastlayıp beddua sahibinin de istediğinin
verilebileceği ihtimali ile açıklamıştır. Zira kişi canından ne kadar bezerse
bezsin, çocuklarından ne kadar canı yanarsa yansın, şahsına veya evladına
gelecek musibetten rahatsız olur ve yaptığı bedduaya pişman olur.
Müslim bu hadisi
Kitâbu'z-Zühd'de "Câbir'in uzun hadisi ve Ebu'l-Yüsr'ün kıssası" babı
altında, gerçekten uzun bir hadisin içerisinde zikretmiştir. Müslim'deki
rivayete göre bir yolculuk esnasında sahâbilerden biri devesine Iânet etmiş,
Resulüllah (s.a.v.) bunu duyunca, "ondan in, lânetliyi bizimle birlikte
götürme. Kendinize, çocuklarınıza ve mallarınıza beddua etmeyiniz..."
buyurmuştur. Görüldüğü gibi Müslim'in rivayetinde "hizmetçiler"
zikredilmemiştir.
Aliyyu'l-Kaari hadis-i
şerifi Mirkat'ta şerh ederken kişinin kendisine bedduasını, ölümünü isteme,
çocuklarına bedduasını da "Gözün kör olsun" gibi şeyler söylemekle
izah etmiştir.[Mirkat'ul-mefâtih, II, 636.]